Aile şirketleri, dünya ekonomisinde ve iş dünyasında önemli
bir role sahiptir. Ancak, uzun ömürlü olmaları için birçok zorlukla mücadele
etmek durumundadırlar. Pek çok başarılı ve uzun ömürlü aile şirketi, belirli
özellikleri ve stratejileri sayesinde bu başarıyı elde etmektedir. Bu makalede,
aile şirketlerinin karşılaştığı en büyük sorunlar, başarılı olmalarını sağlayan
faktörler ve sürdürülebilirlik için alınması gereken önlemler ele alınacaktır.
Uzun ömürlü aile şirketlerinin başarısının ardındaki temel
nedenler arasında liderlik, hızlı karar alma yeteneği, finansal esneklik ve
aile üyeleri arasındaki güçlü bağlar yer almaktadır.
Özellikle; aile değerleri ve kültürü, bu şirketlerin temel
taşını oluşturur. Aile üyeleri arasında güçlü bir bağ ve ortak bir amaç,
şirketin uzun vadeli hedeflerine ulaşmasını sağlar.
Ayrıca, aile şirketleri genellikle hızlı karar alma
yeteneğine de sahiptir. Bu, piyasa koşullarına hızlı uyum sağlayabilmelerini ve
rekabet avantajı elde etmelerini sağlar.
Bir de ortaklar arasında cesur, girişken, analitik,
birleştirici ve lider karakterli bir aile ferdi varsa, diğer aile fertleri onun
liderliğine ayak uydurabiliyorsa, aile şirketlerinin başarıya ulaşması daha
kolay olur. Elbette ortakların birbirine danışması, ortak akılla karar almaları
ve birbirlerini bilgilendirmeleri esastır.
Uzun ömürlü aile şirketlerinde kuşaklar boyu aktarılan en
temel yönetim ve iş değerleri arasında dürüstlük, sorumluluk, sadakat, aileye
ve işe olan bağlılık, yenilikçilik ve sürdürülebilirlik yer alır. Ayrıca,
profesyonel yönetim ve liderlik anlayışı, bu şirketlerin sürdürülebilirliğini
sağlar. Aile üyeleri arasında açık iletişim ve işbirliği de önemli bir rol
oynar. Güçlü iletişim aile üyeleri arasında güçlü bir güven bağı oluşturarak,
şirketin içindeki uyumu ve işbirliğini destekler.
Aile şirketlerinin uzun ömürlü olması için birinci ve ikinci
kuşak ortakların karşılıklı anlayış, saygı ve fedakârlık göstermesi elzemdir.
Aile şirketlerinin dağılma ve batma nedenleri arasında
liderlik eksikliği, aile içi çatışmalar, finansal sorunlar, kurumsallaşamama ve
yeni kuşakların yeterli hazırlık yapmaması yer alır. Özellikle liderlik
eksikliği, hızlı ve doğru kararlar alınamamasına yol açar. Aile içi çatışmalar,
iş ilişkilerini zedeler ve işin verimliliğini düşürür. Kuşaklar arasındaki
uyuşmazlık da sorunları büyütür. Kurumsallaşamama ise, şirketin profesyonel bir
şekilde yönetilmesini engeller ve rekabet gücünü azaltır.
Kardeşler ortaklığında, genellikle liderlik çatışmaları,
farklı iş yapma tarzları ve iletişim sorunları yaşanır. Bu tür çatışmalar,
şirketin işleyişini olumsuz etkileyebilir ve işin büyümesini engelleyebilir.
Kardeşlerin birbirlerine karşı duyduğu kıskançlık ve rekabet de, ortaklık
içinde sorunlara yol açabilir. Kardeşlerin çocuklarını kayırmaları veya
yeğenlerini ötekileştirmeleri de birlikteliğe zarar verir. Ayrıca, kardeşler
arasında yapılan kıyaslamalar, ilişkilerin zedelenmesine ve çatışmalara yol açabilir.
Bu tür sorunların önlenmesi için sabır, hoşgörü, açık iletişim ve adil bir
yönetim anlayışı önemlidir.
Aile şirketlerinde, ortaklar ve nesiller arasında çıkan
temel problemler arasında yönetim tarzı farklılıkları, liderlik çatışmaları,
yetki devri sorunları, görevlendirme/atama/ünvan uyuşmazlıkları, maaş/gelir/kar
payı uyuşmazlıkları, iletişim eksiklikleri, beklenti uyumsuzlukları, farklı
vizyonlar ve kuşaklar arası anlayış farkları bulunur.
Ayrıca, kuşaklar arası iletişim eksikliği ve farklı yönetim
tarzları da bu problemlerin başlıca nedenlerindendir. Birinci nesil genellikle
geleneksel yöntemlere bağlı kalırken, ikinci nesil daha yenilikçi ve teknolojik
yaklaşımları benimsemek isteyebilir. Bu durum, çatışmalara ve uyumsuzluklara
yol açabilir.
Birinci ve ikinci neslin işbaşında olduğu aile
şirketlerinde, kuzenler arasında yaşanan problemler arasında; paylaşım
sorunları, yetki çatışmaları ve iş bölümü anlaşmazlıkları yer alır. Ayrıca,
kuzenler arasında farklı vizyonlar ve iş yapma tarzları da çatışmalara yol
açabilir. Kuzenler arasındaki bu sorunlar, şirketin genel işleyişini ve
performansını olumsuz etkileyecektir.
Aile şirketlerinde çalışan aile fertlerinin arasında çatışma
olmaması için şeffaf iletişim, açık ve net beklentiler, adil iş bölümü ve
düzenli toplantılar önemlidir. Ayrıca, her aile üyesinin işteki rol ve
sorumluluklarının belirlenmesi ve bu konularda herkesin hemfikir olması da
çatışmaları önler. Aile üyelerinin birbirlerine karşı anlayışlı ve saygılı
olmaları, iş ilişkilerinin sağlıklı bir şekilde devam etmesini sağlar. Ortak
hedefler belirlemek ve bu hedeflere birlikte ulaşmak da çatışmaları önlemede etkili
olabilir.
Aile şirketlerinde dağılmaya neden olan davranışlar arasında
iletişim kopukluğu, güven eksikliği, adil olmayan kararlar, aile içi çekişmeler
ve finansal düzensizlikler bulunur. Dağılmaya neden olan davranışlar arasında;
liderlik eksikliği, duygusal kararlar ve profesyonelleşme eksikliği de yer
alır. Bu tür davranışlar, ortaklık ve birlikteliğin sonlanmasına yol açabilir.
Bu nedenle, aile üyelerinin bu tür olumsuz davranışlardan kaçınmaları ve iş
ilişkilerini profesyonel bir şekilde yönetmeleri önemlidir.
Aile şirketlerinde ortaklar birbirini eleştirirken yapıcı ve
olumlu bir dil kullanmalıdır. Eleştiriler, kişisel saldırılara dönüşmemeli ve
her zaman işin iyileştirilmesine yönelik olmalıdır. Eleştiri sırasında açık ve
net olunmalı, somut örnekler verilerek yapıcı çözümler sunulmalıdır. Ayrıca,
eleştirilerin zamanlaması ve yeri de önemlidir; özel toplantılarda ve uygun bir
ortamda yapılması daha etkili olacaktır.
Eleştirilen aile ferdi de bu eleştirileri olgunlukla
karşılamalı, kişiliğine saldırı olarak görmemeli, tam tersine gelişimine katkı
yapacak dersler çıkarmayı bilmelidir.
Aile şirketlerinde ortaklar veya veliahtlar arasında
tartışma veya kavga çıktığında, taraflar arasında arabuluculuk yapılmalı ve
sorunların profesyonel bir şekilde çözülmesi sağlanmalıdır. Bu süreçte,
dışarıdan bir danışman veya arabulucu kullanmak, çatışmanın daha hızlı ve
etkili bir şekilde çözülmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, tarafların
birbirlerini dinlemeleri ve anlamaya çalışmaları, duygusal tepkilerini kontrol
etmeleri, sorunların çözülmesinde önemli bir rol oynayacaktır. Açık iletişim ve
uzlaşma kültürü de bu tür durumların yönetilmesinde yardımcı olabilir.
Aile şirketlerinde çalışan kardeşler ve kuzenler, birbirine
destek olmalı ve işbirliği yapmalıdır. Bu, şirketin genel performansını artırır
ve aile içi uyumu güçlendirir. Ortak hedefler belirlemek, sorumlulukları
paylaşmak ve birbirlerinin güçlü yönlerinden faydalanmak, işbirliğini
artırabilir. Ayrıca düzenli (takvimli) periyodik toplantılar yapmak, tüm
sorunları bu toplantılarda ortak akılla irdeleyip sonuca ulaştırmak kardeş ve
kuzenler arasındaki uyumu artıracaktır.
Kardeşler ve kuzenler arasında düzenli iletişim ve açık bir işbirliği
ortamı oluşturmak, iş ilişkilerini daha sağlıklı hale getirir.
Aile şirketini kuran birinci nesil (kardeşler) zamanı
geldiğinde aile şirketini ikinci nesle (çocuklarına ve yeğenlerine)
bırakacaktır. İkinci nesli oluşturan kardeşler ve kuzenler birlikte uyum içinde
çalışmalıdır. Eğer birinci nesil (babaları) uyum içinde çalışıyorlarsa ikinci
neslin uyum içinde çalışması daha muhtemeldir.
Aile şirketlerinde birinci nesil, ikinci nesle şirket
yönetimini devretmek için uygun zamanı belirlemelidir. Bu genellikle ikinci
neslin yeterli deneyim ve bilgiye sahip olduğu, şirketi yönetmeye hazır olduğu
zaman gerçekleşir. Bu süreçte, birinci nesil, ikinci nesle rehberlik etmeli ve
destek olmalıdır. Birinci nesil şirketlerini kurumsallaştırabilirse bayrağı
daha gönül rahatlığıyla ikinci nesle devredebilirler. Ayrıca, halefiyet planlaması ve eğitim
programları da bu sürecin başarılı olmasını sağlar.
Birinci neslin gözünde ikinci nesil daima çocuktur ve
toydur. Pek çok aile şirketinde kurucular 70-80-90 yaşına gelmelerine rağmen,
40-50-60 yaşına gelmiş çocuklarına aile şirketini devretmezler. 25-30 yıldır
aile şirketinde çalışan çocuklarının işleri batıracağından korkarlar. (Bazıları
da ölene kadar dizginleri ellerinde tutmak istediği için böyle yapar. İster ki,
çocukları hep onlara muhtaç olsun, hep onların emrinde olsun.)
Halbuki aile şirketi olmanın en avantajlı yanı, erken emekli
olup, dünya nimetlerinden yararlanacak vakti kendine ayırabilmek olmalıdır.
Kurucular bir an önce işleri ve yetkileri ikinci nesle devredip, sadece ayda
bir yapılan yönetim kurulu toplantılarına katılmalı, eşleriyle dünyayı gezmeye,
hobilerine zaman ayırmaya, yazlıklarında keyif çatmaya bakmalı, gençlik ve
olgunluk yaşlarında çok çalışmaktan yapamadıkları şeyleri yapmaya zaman
ayırmalıdırlar.
Aile şirketlerinde birinci nesilden ikinci nesle yönetim
devri, dikkatli bir planlama ve strateji gerektirir. Bu süreç, her aile ve
işletmenin dinamiklerine bağlı olarak değişiklik gösterse de, genel olarak bazı
kriterler ve zamanlamalar dikkate alınabilir.
Aile şirketlerinde kuşaklar arası geçiş, sürdürülebilirlik
açısından kritik bir süreçtir. Birinci nesil ile ikinci nesil arasında iş yapma
tarzı ve vizyon farklılıkları çatışmalara yol açabilir. Bu tür çatışmaların
önlenmesi için kuşaklar arası anlayışın geliştirilmesi, ortak hedefler
belirlenmesi ve bu hedeflere birlikte ulaşılması önemlidir.
Genel olarak, yönetim devrinin aceleye getirilmemesi, iyi
bir planlama ile desteklenmesi ve hem birinci hem de ikinci nesil için faydalı
bir sürecin oluşturulması önemlidir. Bu süreçteki en iyi zaman, hazırlık ve
uygun koşulların bir araya geldiği dönemdir.
Çocukları aile şirketine hazırlamak eğitim dönemlerinden
başlar. Şirket sahipleri çocuklarının eğitimine özen göstermeli, mutlaka
üniversite mezunu olmalarını sağlamalıdır. Yurt dışında üniversite okumaları
iyi olacaktır. Yabancı kültürü tanımaları, yabancı dil öğrenmeleri, aileden
uzakta ayakta kalabilmeyi öğrenmeleri onları olgunlaştıracak ve
akıllandıracaktır.
Üniversiteden mezun olan çocuklarınızı asla hemen aile
şirketine almayın. İster yurt içinde olsun, ister yurt dışında olsun, en az 2-3
yıl ulusal veya uluslararası firmalarda çalışsınlar ve tecrübe edinsinler.
Eğitimi biter bitmez aile şirketine gelen çocuklar, başka
şirket kültürü tanımadıkları için en fazla babalarının kopyası olabiliyorlar.
Hatta patron çocukları oldukları için babaları kadar girişken, çalışkan, iş
bitirici ve faydalı da olamıyorlar. Tam tersi, züccaciye dükkanına girmiş fil
gibi davranıp, babalarının bin bir emekle kurduğu yapıyı bozacak, çalışma
kültürünü ve huzurunu parçalayacak eylemlerde bulunabiliyorlar.
Çoğu patron çocuğu doğuştan liderlik becerisine sahip olduğu
düşündüğü için kişisel gelişimine hiç önem vermez. Aile işini derinlemesine
öğrenmeyi hiç istemez. Çalışanları köle olarak görür. Müşterileri önemsemez.
Tedarikçileri önemsemez. İşe de hayata da yüzeysel bakar. Bu yüzden çalışalar
da kendisini sevmez, babası da kendisini sevmez. Çocuğunun işi batıracağını
bildiği için ölene kadar işin başında kalmaya çalışır.
Böyle zibidi veliahdınızın olmasını istemiyorsanız mutlaka
üniversite okumasını sağlayın, mutlaka yabancı ülkede yaşama deneyimi
edinmesini sağlayın, mutlaka başka firmalarda çalışmasını sağlayın.
Babasının şirketinde çalışan çocuklar, diğer çalışanlara
karşı adil ve saygılı olmalıdır. Profesyonel bir tutum sergilemek ve işin
gerekliliklerine uygun davranmak, diğer çalışanlarla sağlıklı ilişkiler
kurmalarını sağlar. Çocuklar, profesyonel bir yaklaşım sergileyerek, diğer
çalışanların güvenini ve saygısını kazanmalıdır. Ayrıca, işteki aile üyeleri
arasında ayrım yapmamak ve eşit davranmak da önemlidir.
İleride aile şirketini devralacak olan çocuklar, geleceğin
patronu olmak için kendilerini iyi bir şekilde eğitmelidir. Bu, hem akademik
hem de pratik deneyimlerle mümkündür. Çocuklar, iş dünyasıyla ilgili eğitimler
almalı, şirketin farklı bölümlerinde çalışarak deneyim kazanmalı ve liderlik
becerilerini geliştirmelidir. Ayrıca, liderlik becerilerini geliştirmek, iş
dünyasındaki trendleri takip etmek ve profesyonel ağlarını genişletmek de
önemlidir.
Aile şirketlerinde veliahtların kariyer planı, onların
yetenekleri, ilgi alanları ve şirketin ihtiyaçlarına göre şekillendirilmelidir.
Veliahtlar aile şirketine en alt pozisyonlarda başlamalı, tecrübeli çalışan ve
yetenekli yöneticilerden işleri en ince detayına kadar öğrenmelidirler. Veliahtlar, şirkette çeşitli pozisyonlarda
çalışarak deneyim kazanmalı ve yönetim becerilerini geliştirmelidir. Rotasyon,
yani farklı bölümlerde iş tecrübesi edinmesi, işin bütününe vakıf olması
açısından önemlidir. Veliahtları asla hak etmeden yükseltmeyin. Önüne başarı
hedefleri, projeler ve ödevler koyun. Bunları gerçekleştirirse adım adım
kariyerini yükseltin. Liyakatsiz bir şekilde yükselteceğiniz veliahdınız,
mutlaka “işe yaramaz” hale gelecektir.
Ayrıca, veliahtların sürekli eğitim ve gelişim programlarına katılmaları
teşvik edilmelidir.
Aile şirketlerinde veliahtların kariyer planı, uzun vadeli
hedefler ve stratejiler doğrultusunda oluşturulmalıdır. Bu plan, eğitim,
deneyim ve liderlik becerilerini geliştirmeyi içermelidir. Ayrıca, veliahtların
şirketin farklı departmanlarında çalışarak geniş bir perspektif kazanmaları da
önemlidir.
Eğer çocuklar yeteneksiz, eğitimsiz ve tembelse, aile
şirketinde yer almamaları daha doğrudur. Bu, hem şirketin başarısı hem de diğer
çalışanların motivasyonu açısından önemlidir. Yeteneksiz ve tembel çocuklar,
şirketteki işlerin aksamasına ve verimliliğin düşmesine neden olabilir.
Varisler illa aile şirketinde çalışmak zorunda değildir.
Ancak, şirketin devamlılığı için yetenekli ve istekli aile üyelerinin şirkette
çalışması avantaj sağlar. Varislerin kendi yetenek ve ilgi alanlarına uygun
kariyer yolları izlemeleri, şirketin uzun vadeli başarısına katkıda bulunur.
Aile şirketinde çalışan varislerin hepsinin yükselmesi de şart değildir. Sadece
katkısı ve liyakati olanlar yükseltilmelidir.
Zararı olanlar ise aile şirketinin dışında dahi tutulabilir. Unutmayın
onlar varisleriniz, zaten kar payı alacaklar, aile şirketinde olmasalar da
olur. Aile şirketinin küçülmesine, batmasına neden olacaklarına, aile
şirketinin dışında kalsınlar, gölge etmesinler, aile şirketi büyüsün, onlar da
daha çok kar payı alsınlar. Bu daha mantıklı bir çözümdür.
Aile şirketinde huzursuzluk çıkaran, zarar veren aile
ferdinden elbette hemen vaz geçilmemelidir. Danışmanlar tutularak, rotasyon
yapılarak, eğitim verilerek, terapi aldırılarak, uzaklaştırma verilerek 3-5 yıl
düzelmesi beklenmelidir. Bu çabalara rağmen düzelme yoksa aile şirketinden
uzaklaştırılmalıdır.
Unutmayın sizin mirasınız sadece aile şirketiniz
olmayacaktır, kişisel malınız mülkünüz de mirasınızdır. Aile şirketine zarar
verecek evlatlarınıza aile şirketinizdeki hisseleri miras bırakmayıp, diğer
malınızı mülkünüzü miras bırakabilirsiniz. Bunu da evlatlarınıza pek ala
açıklayabilir ve anlayışla karşılamalarını sağlayabilirsiniz. Hatta aile
şirketini devredeceğiniz çocuklarınıza bile eşit hisse vermeyebilirsiniz, bu
sizin değerlendirmenize kalmış bir durumdur. Ama aile şirketinin devam
etmesini, uzun ömürlü olmasını istiyorsanız, bu rüyanızı kabusa çevirme
ihtimali olan evlatlarınızı aile şirketinin dışında tutmanızı öneririm.
Aile şirketinin uzun ömürlü olması için şimdiki ve
gelecekteki ortaklar birbirlerine adil olmalı, ilkeli şekilde çalışmalı,
birbirlerine danışarak, istişare ederek yönetmelidirler. Bunu garantileyecek
olan da aile anayasasıdır. Eğer aile anayasanızı hazırlarsanız, ki en az 1 yıl
sürmelidir, bu hazırlama süreci bile aile için düşündürücü ve öğretici
olacaktır. Aile fertleri kendilerine yapılmasını istemediği şeyleri anayasaya
geçirirken, kendileri de bu şeyleri yapmamayı akıl edecektir.
Aile anayasasını yürürlüğe girmesiyle birlikte, şirkette
çalışan tüm aile fertleri, her eyleminde ve her kararında aile anayasasına
uymayı akıl edecek ve böylece çatışmalar azalacaktır. Aile anayasasına aykırı
davrananlar ise ilgili maddeye dayanarak ikaz edileceği için davranışlarını
düzeltmekte daha hızlı davranacaklardır.
Sonuç
Aile şirketleri, birçok avantaja sahip olmasına rağmen, özel sorunlarla da karşı karşıya kalabilirler. Aile şirketlerinin uzun vadeli başarısını ve sürdürülebilirliğini sağlamak için aile değerlerinin korunması, profesyonel yönetim anlayışının benimsenmesi ve kuşaklar arası uyumun sağlanması gerekmektedir. Bu çerçevede, aile üyeleri arasında açık iletişim, adil iş bölümü ve işbirliği kültürü, aile şirketlerinin gelecekte de varlıklarını sürdürebilmeleri için kritik rol oynayacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder