Ana içeriğe atla

Kardeşler Ortaklığı


Kimi şirketler 2 kardeş, kimileri 5 kardeş, kimileri de 10 kardeş tarafından idare edilmektedir. Kardeşler tarafından kurulan şirketlerin çok azında uyumlu ve adil bir ortaklık söz konusudur. Çoğunda uyumsuzluk ve adil olmayan bir yetki, iş, gelir paylaşımı vardır.

 

Kardeşler tarafından kurulan şirketlerde yönetimsel hiyerarşi genelde yaşa göre belirlenir. En büyük kardeş liderdir, genel müdürdür, yönetim kurulu başkanıdır. Diğerleri daha alt görevleri üstlenirler.

 

Büyük kardeşten sonra gelen kardeşler arasında da yaşa göre söz sahipliği vardır. Herkes kendinden küçük olan kardeşini ezmeye çalışır ki, şirkette kendisinden daha fazla söz sahibi olamasın. “Akıl yaşta değil baştadır” sözü onlar için bir şey ifade etmez. Küçük kardeşlerden birisi iş anlamında ne kadar zeki, ne kadar başarılı olursa olsun aile şirketinin başına geçemez. Yönetim kurulu toplantılarını geçtim, tüm kardeşlerin bir arada olduğu istişare toplantıları dahi yapılmaz. En önemli kararları büyük kardeş alır. Onun olur vermediği hiçbir proje veya yatırım hayata geçmez. O hata yapınca diğer kardeşler ses çıkaramaz, ama küçük kardeşler hata yapınca yerin dibine sokulurlar ve yıllarca bu hataları başlarına kakılır.

 

Elbette gelir paylaşımı da adil değildir. Büyük kardeş fütursuzca şirketten para çekebilirken, küçük kardeşler adeta dilenircesine abilerinden para isterler ve almakta da çok zorlanırlar. Büyük kardeşin altında son model lüks araba vardır, villada oturur, evinde yok yoktur, çocukları özel okulda okur. Buna mukabil küçük kardeşler şirket için alınmış ticari araçla dolaşır, kirada oturur, evi mütevazidir, çocukları devlet okuluna gider. Üstelik tüm işleri küçük kardeşler yapmaktadır, büyük kardeş ise sık sık ailesiyle tatil yapmaktadır.

 

Özellikle çok kardeşli ortaklıklarda büyük kardeşler adeta bir baba figürü gibidir ve kendilerinden küçük kardeşlerini hor görerek aile şirketlerini yönetirler. Bu adaletsizlik büyük kardeşe dokunmaz çünkü aile şirketinin iş fikri ve başlangıç sermayesinin çoğu ona aittir. Üstelik ilk yıllarda en çok çalışan odur ve kardeşlerine bu işi o öğretmiştir. Zaten hissesi en büyük kardeş odur ve diğer kardeşlerindeki hisselerin oranları küçüktür. Kuruluş yıllarının üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen, aile şirketinin büyümesinde küçük kardeşlerin katkısının daha büyük olmasına rağmen, kuruluştaki rolünün hatırına; hisseler eşitlenmez, büyük kardeşe itiraz edilmez.

 

Bu durumu küçük kardeşler kaldırsa bile eşleri ve çocukları kaldıramaz. Eltiler huzursuzlanır ve eşlerine hesap sormaya başlarlar. Çocuklar kuzenlerinin sahip olduklarına özenir. Büyük kardeş yengelerini ve yeğenlerini hesaba katmamıştır, onları küçük kardeşleri gibi sindiremez. Kardeşlerin evlerindeki huzursuzluk işe yansır. Küçük kardeşlerden itirazlar yükselmeye başlar. Büyük kardeşe isyan bayrağı açılmıştır. Kardeşler arasında kümelenmeler başlar. Büyük kardeşin haksızlıkları ve hukuksuzlukları yüzüne vurulur. Onsuz da iş yapabileceğine inanan kardeşler hisselerine karşılık, para veya mal isterler. Bir süre sonra ortaklık dağılır. Üstelik kardeşçe de ayrılamamışlardır. Ömür boyu küslüğün başlayacağı bir ayrılıktır bu. Hem aile dağılmıştır hem de aile şirketi.

 

Kardeş olmak ortaklıkta kardeşçe paylaşım yapılacağı anlamına gelmez, ortaklar arasında işleri, görevleri, yetkileri, gelirleri kardeşçe paylaşmayı ancak kurumsallaşma garantiler.

 

Şirketi kardeşler kurduysa aralarındaki ortaklık yapısı daha adildir. Ama şirketi kardeşler değil de babaları kurup, çocuklarına devrettiyse ortaklık yapısı genelde adaletsizdir. Çünkü büyük kardeşler küçük kardeşlerin aile şirketine katkılarını küçümserler. Onlara göre; “Kendileri (büyük kardeşler) babalarına yardım etmek için çocukluklarından vazgeçmiş, eğitimi bırakmış ve gece gündüz çalışarak aile şirketlerini büyütmüşlerdir.  Onlar babaları ile birlikte şirkette mesai harcarken, küçük kardeşleri kazanılan paranın sefasını sürerek iyi olanaklara ve iyi eğitime sahip olmuşlardır ama aile şirketinin bugüne gelmesinden katkıları azdır. Bu yüzden küçük kardeşler ikinci sınıf ortaktır. İtilip kakılabilirler.”


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Baba Hayattayken Evlatlara Hisse Devri

  Aile şirketlerinin önemli bir bölümünde şirket sahibi babadır, gölge hissedarlar da evlatlardır. Babalarının kurduğu veya babalarıyla birlikte kurdukları aile şirketine henüz ortak olamamış bu gölge hissedarlar bir gün hissedar olma beklentisiyle çalışırlar. Yalnız babalarıyla birlikte büyüttükleri şirketten kendilerine ne zaman ve ne kadar hisse düşeceğini bilemeyen evlatlar gün geçtikçe huzursuzlaşır. Hele hele işleri tamamen babalarından devralmalarına rağmen henüz hissedar olamayan kardeşler babalarının kendilerine kazık atmalarından (hayattayken veya vasiyetlerinde adaletsiz hisse dağıtımı yapmalarından) endişe duyarlar.   Bu durumdaki aile şirketlerine tavsiyem babanın hayattayken veya işten elini ayağını çekecekken elindeki hisselerin bir kısmını veya tamamını şirkette çalışan evlatlarına devretmesidir. (Şirkette çalışmayan evlatlarına ise mülk bırakmalarını tavsiye ederim. Aksi taktirde şirkete yıllarca emek vermiş evlatlar kazan kaldırabilir, bu da aile şirketinin parçal

Aile Şirketlerine Nasihatler

Yakın akrabaların (eşler, kardeşler, çocuklar, torunlar, yeğenler, kuzenler…vb) hissedar olduğu veya olacağı aile şirketlerinde sürdürülebilir büyüme planı ve kurumsallaşma çabaları olmazsa bir süre sonra şirket de dağılır, aile de. Türkiye’de ve dünyada bir zamanlar ortak olan, ama şimdi kanlı bıçaklı küs olan pek çok parçalanmış aile vardır. Aile şirketi sahipleri işleri idare etmenin yanı sıra kurumsallaşmaya ve sürdürülebilir büyüme planına da odaklanmaları gerekir. Veliahtlar onların bu çabalarından çok etkilenecektir. Vizyonu, hedefleri, planları olan bir aile şirketi kısa sürede kurumsallaşır ve tüm aile fertlerinden en yüksek verimi alır.     …………………….   Patronlar çocuklarının aile şirketlerine kolayca ve kendiliğinden adapte olacağını sanır. Maalesef çocuklar da aile şirketlerine girince çok başarılı olacaklarını düşünürler. Oysaki; emek vermeden hiçbir şey olmaz. Patronlar yanında çalışacak çocuklarını işe alıştırmak için plan yapmalı ve zaman ayırmalıdır. Baba, ail

Aile Kurulları

  Aile şirketlerinde kurumsallaşmanın olmazsa olmazlarından biri kurullardır. Önemli konuların ele alındığı, değerlendirmesinin ve denetimin yapıldığı, kararların oylama ile yapıldığı bu kurullar sayesinde hem ailenin hem de şirketlerin yönetilmesi, büyütülmesi, çoğalması, kurumsallaşması ve markalaşması sağlanır.   Kurullar sayesinde şirketler konuları daha derinlemesine tartışır, üyeler yeterli istişareyi yapabilir ve sonucunda doğru kararlar alarak geleceğin aile ve şirketler için hayırlı olmasını sağlar. Birden fazla şirkete sahip ailelerde kurulmasını önerdiğim kurullar aşağıdaki gibidir.   Hissedarlar Kurulu: Üyeleri aile şirketlerinin ortaklarından oluşan, aileye ve aile şirketlerine ait kararları veren en üst kuruldur.   İcra Kurulları: Üyeleri şirket yöneticilerinden oluşan, şirketlerin verimli yönetilmesinden sorumlu kuruldur.   Holding Yönetim Kurulu: Üyeleri hissedarlardan, Holding CEO’sundan ve danışmanlardan oluşan, Holdingi ve onu oluşturan aile şirket