Ana içeriğe atla

Başlarken

Bildiğiniz gibi firmalara satışlarını ve karlılıklarını artırmak için danışmanlık hizmeti veriyorum. Firmaların satışlarını ve karlılıklarını kısa sürede artırmak inanın zor değil, zor olan sürdürülebilir büyüme yakalamalarını sağlamak. Bunu gerçekleştirebilmek için şirketlerin müşteri odaklı olarak yeniden yapılanmaları ve yönetici olan hissedarların da buna mukabil zihniyet değiştirmesi gerekiyor. 

 

Tüm dünyada olduğu gibi bizde de firmaların %95'inden fazlası aile şirketi. Aile şirketlerinin sahiplerinde özgüven patlaması var, bugüne kadar şirketlerini nasıl büyüttülerse, bundan sonra da akıl almadan veya yöntem değiştirmeden (yeniden yapılanmadan) büyütebileceklerine inanıyorlar. 

 

Sürdürülebilir büyüme için alınması gereken kararlar genelde hissedar olan veya olmayan aile fertlerine takılıyor. Dolayısıyla işimi layıkıyla yapabilmek için aileyi de, hissedar olan tüm aile fertlerini de etkilemem ve/veya tek tek ikna etmem gerekiyor. 

 

Kurumsallaşamamış şirketlerin sahipleri olan ailelerin de kurumsallaşamadığını, yani kurallara, ilkelere bağlı olmayan bir ortaklık ve yönetim anlayışıyla işleri, mülkiyeti ve geliri paylaştıklarını söyleyebilirim. Kurumsallaşmayı başaramamış aile şirketlerinin sahipleri olan aile fertleri arasında genellikle çekişme, gerginlik, huzursuzluk, dedikodu ve küslük olduğunu söyleyebilirim. Bu durum eşlere, çocuklara, gelinlere, damatlara ve anne-babalara da sirayet ediyor. Ortak ideali olmayan, ortak yönetim anlayışı olmayan, adil bir görev dağılımı ve gelir paylaşımı yapamayan, veliahtlarını işe hazırlayamayan ailelerin şirketlerinde yol alabilmek gerçekten çok zor. 

 

Bu zorluğu aşabilmek için aile şirketlerinin yönetilmesine dair 10 yıl önce “Asırlık Aile Şirketi Olmak” adlı bir sunum hazırlamıştım. Aile fertlerinin ve yeni nesillerin dağılmasını önleyerek aile şirketlerini büyütmenin nasıl mümkün olabileceğini anlatan bu sunumdan etkilenen müşterilerim, zamanla aile içindeki görev ve gelir paylaşım sorunlarını, yeni nesillerin işe adaptasyon süreçlerini bana sorar oldular. Doğru cevaplar verebilmek ve doğru yönlendirmeler yapabilmek için konu hakkında okumalar, araştırmalar ve incelemeler yaptım. İş öyle bir hal aldı ki, marka danışmanlığı, satış danışmanlığı, pazarlama danışmanlığı, perakendecilik danışmanlığı için çalışmaya başladığım firmalara aile danışmanlığı da yapmaya başladım.

 

Satışları ve karlılığı artırmada başarılı olunca aile şirketinin hissedarları size daha fazla güveniyor ve yönetimsel açıdan yaşadıkları aile sorunlarını da paylaşıp öneri istiyorlar. Bu önerileri vere vere bir baktım; yönetim kurulu üyesi olmuşum, aile fertleri arasında arabulucu/hakem olmuşum, aile anayasaları hazırlamışım ve yeni nesillerin doğru yetişmesi için ailenin gençlerine koçluk yapmaya başlamışım. 

 

İş öyle bir hal aldı ki, müşterilerim beni aile danışmanı olarak da tavsiye etmeye başladılar. Artık firmalar sadece satışlarını ve karlılıklarını artırmam için beni çağırmıyor, ailelerinin şirketlerine yaklaşımlarını sağlıklı kılmak için de benden danışmanlık almak istiyor. Şimdilerde sadece yönetim kurullarında yer aldığım veya sadece aile danışmanlığı yaptığım müşterilerim de var.

 

Bildiklerini ve tecrübelerini paylaşmayı seven bir danışman olarak, bu alanda da bir blog açmaya karar verdim. Her aile şirketi bu konularda danışman tutacak kadar farkındalığa ve/veya cesarete sahip değil. Ama bu konularda bilgi edinmek isteyen aile fertleri de yok değil. Onlar internette araştırma yapıyorlar ama yeterince cevap bulamıyorlar. Çünkü bu konu Türkiye’de ve danışmanlık sektöründe de yeni.

 

Umarım bloğumla sizlere yardımcı olabilirim. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Baba Hayattayken Evlatlara Hisse Devri

  Aile şirketlerinin önemli bir bölümünde şirket sahibi babadır, gölge hissedarlar da evlatlardır. Babalarının kurduğu veya babalarıyla birlikte kurdukları aile şirketine henüz ortak olamamış bu gölge hissedarlar bir gün hissedar olma beklentisiyle çalışırlar. Yalnız babalarıyla birlikte büyüttükleri şirketten kendilerine ne zaman ve ne kadar hisse düşeceğini bilemeyen evlatlar gün geçtikçe huzursuzlaşır. Hele hele işleri tamamen babalarından devralmalarına rağmen henüz hissedar olamayan kardeşler babalarının kendilerine kazık atmalarından (hayattayken veya vasiyetlerinde adaletsiz hisse dağıtımı yapmalarından) endişe duyarlar.   Bu durumdaki aile şirketlerine tavsiyem babanın hayattayken veya işten elini ayağını çekecekken elindeki hisselerin bir kısmını veya tamamını şirkette çalışan evlatlarına devretmesidir. (Şirkette çalışmayan evlatlarına ise mülk bırakmalarını tavsiye ederim. Aksi taktirde şirkete yıllarca emek vermiş evlatlar kazan kaldırabilir, bu da aile şirketinin parçal

Aile Şirketlerine Nasihatler

Yakın akrabaların (eşler, kardeşler, çocuklar, torunlar, yeğenler, kuzenler…vb) hissedar olduğu veya olacağı aile şirketlerinde sürdürülebilir büyüme planı ve kurumsallaşma çabaları olmazsa bir süre sonra şirket de dağılır, aile de. Türkiye’de ve dünyada bir zamanlar ortak olan, ama şimdi kanlı bıçaklı küs olan pek çok parçalanmış aile vardır. Aile şirketi sahipleri işleri idare etmenin yanı sıra kurumsallaşmaya ve sürdürülebilir büyüme planına da odaklanmaları gerekir. Veliahtlar onların bu çabalarından çok etkilenecektir. Vizyonu, hedefleri, planları olan bir aile şirketi kısa sürede kurumsallaşır ve tüm aile fertlerinden en yüksek verimi alır.     …………………….   Patronlar çocuklarının aile şirketlerine kolayca ve kendiliğinden adapte olacağını sanır. Maalesef çocuklar da aile şirketlerine girince çok başarılı olacaklarını düşünürler. Oysaki; emek vermeden hiçbir şey olmaz. Patronlar yanında çalışacak çocuklarını işe alıştırmak için plan yapmalı ve zaman ayırmalıdır. Baba, ail

Aile Kurulları

  Aile şirketlerinde kurumsallaşmanın olmazsa olmazlarından biri kurullardır. Önemli konuların ele alındığı, değerlendirmesinin ve denetimin yapıldığı, kararların oylama ile yapıldığı bu kurullar sayesinde hem ailenin hem de şirketlerin yönetilmesi, büyütülmesi, çoğalması, kurumsallaşması ve markalaşması sağlanır.   Kurullar sayesinde şirketler konuları daha derinlemesine tartışır, üyeler yeterli istişareyi yapabilir ve sonucunda doğru kararlar alarak geleceğin aile ve şirketler için hayırlı olmasını sağlar. Birden fazla şirkete sahip ailelerde kurulmasını önerdiğim kurullar aşağıdaki gibidir.   Hissedarlar Kurulu: Üyeleri aile şirketlerinin ortaklarından oluşan, aileye ve aile şirketlerine ait kararları veren en üst kuruldur.   İcra Kurulları: Üyeleri şirket yöneticilerinden oluşan, şirketlerin verimli yönetilmesinden sorumlu kuruldur.   Holding Yönetim Kurulu: Üyeleri hissedarlardan, Holding CEO’sundan ve danışmanlardan oluşan, Holdingi ve onu oluşturan aile şirket